EYLÜL EKİME KADAR -
14.06.2025
55 kere okundu
Hala alışamayanlar için garip bir dünyada yaşıyoruz. İsrail2in İran’ı vurduğunu bitcoinin düşmesinden anlıyoruz. Binlerce kilometre uzaktan yirminci kattaki yatak odasını vuruyor İsrail. Kıytırık bir grip mikrobunun bizi aylarca evlere hapsettiği dünyada mevzu öldürmek olunca akan sular bile durdurulabiliyor. Ulan diyoruz yine gitti paralar; yüz bin lira yatırmıştım bir yıl önce borsaya diyor arkadaş. Otuz iki bin olmuş. Bizi ilgilendirmeyen birilerinin hayatı bizi ilgilendiren iki kuruş kadar değerli değil. Ölümlü dünya sonuçta, mal da canın yongası.
Sonra İran vuruyor İsrail’i. Demir kubbe yerle bir diyor tarafı belli olmayan haber kanalları. Adam kubbe yapmış gökyüzüne, attığın bomba havada patlıyor. Bizden iyiler gerçi bombayı atanlar, bizimkiler hep elimizde patlıyor. Bitcoin biraz daha düşüyor bu mevzular devam ederken. Atanı karşılayanı umursamadan köye dönmek lazım diyor iç sesim. Hem gezen tavuk yumurtasına ulaşmak daha kolay köy yerinde. Yumurta da önemli mevzu kahvaltı ise. Kahvaltı şart eğer gece yatak odan İsrail tarafından bombalanmamışsa.
Gündemimiz transfer. Milyonlarca dolar vergi borcu affedilen büyütülmüş takımlar bu yıl çıtayı arşa koyarak yıllık yirmi milyonlar seviyesinde para kazanacak futbolcularla yola devam etmek istiyorlar. Alalım diyor seyirci, büyük takımsan çekinmeyeceksin para vermekten. Sayın geri zekâlı, evine aldığın on beş liralık ekmeğin hesabını yaparken başkalarının milyon dolarlarını havaya saçmasını istiyorsun. Sonra geçinemiyoruz, ekonomi bozuk. İtibardan kısmadığın para günün sonunda götünde patlıyor. Hep önüne baktığın için götündeki tahribatı sadece patlama anında hissedebiliyorsun. Aptalsın yani ama farkında olmadığın için durmak yok, yola devam. Nerden girdik bu göt muhabbetine bilmiyorum, geriliyor insan sonuçta. Geri zekâlılık eskiden genlerle ilgili bir durumdu. Şimdilerde tamamen sosyolojik ve ziyadesiyle bulaşıcı. Bulaşmaya korkuyor insan onlara benzerim diye. Gidip sıradan bir dayının gömülü olduğu ama bu salaklar tarafından ermiş sanılan zat’ın mezarının demirine yama bağlayıp dilekler sıralamalı. Körün istediği bir göz, Allah büyüktür.
Sonra yaz geliyor sevgili izleyiciler, pencereleri açıyoruz içeri serinlik girsin diye. Şehirlerden kaçıp sakin yerlere gidiyoruz. Yaşlar genç ise durum değişiyor tabi, kalabalık istiyor can. Henüz bıkılmamış insandan, iç sesi dinlemek o kadar da muteber değil henüz. Deniz sevilse de kıyısında güneşlenmek ayrı keyif. Bronz ten süt beyaz tenden daha seksi duruyor. Öyle diyor işin erbabı kişiler. Ter kokusu umursanmayınca o kadar da kötü hissettirmiyor. Mesafeyi de korudun mu değme keyfine. Az çalışıyor insan yaz aylarında, en güzeli de o. İlk paragraftaki savaş kapitalizmin para kazanma dengesini fazlası ile sağlıyor olsa da sen de çalışmalısın diyor sistem. Mevzu zaten para da değil. Boş kalan insan düşünebilir. Ve düşünmesi insanların düzenin isteyeceği en son şey. Serdar Ortaç evinden çıkıp bir şarkı yapsa da dım çıs dım çıs geçse yaz. Gerçi konuşmalarına müzikle eşlik edilen trend tipler Ortaç’ın açığını kapatabilir. Olmazsa Demet Akalın ve Hande Yener hala iş görebiliyor. Eylül Ekime atsak kapağı yeterli. Savaşlar da biter o vakte pencereler de kapanır. Az terleyeceğimiz için çalışmak da sorun olmaz.