YANLIŞLAR ÜZERİNE - 20.04.2024

85 kere okundu

Yanlış olan rüzgârın esmesi, suyun akması yanlış. Kaldırımda ilerleyen kadın, çöpü karıştıran kedi, denizin üzerinde gezinen martı yanlış. Durmalı zaman, akrep ve yelkovan ara vermeli sonu gelmez koşturmaya. Telaş bitmeli, haber saatinde yurttan sesler korosu şarkı söylemeli radyodan. Erik dalında usulca etrafı seyretmeli minik serçe, yaprak bile kıpırdamamalı. Yanlış olan zaman, değişen mekân, çoğalan insan… Biz değiliz yanlış olan. Biz biz bile değiliz artık, olamıyoruz telaştan.

Doyumsuz bir sohbeti süslemeli gözler, kelimeler sakince el ele vermeli. Devrik cümleler kurmalı güvenli bölgeden çıkıp. Günü de göze almalı geceyi de. Güneşe dönmeli yüzü ve gözleri hafifçe kısıp fısıldamalı. Gürültüye doyduk, kargaşaya doyduk, koşturmaya ve varamamaya doyduk. Yeşile açız, pembeye ve usulca akan sulara açız. Akıp bulur yolunu hep, seyretmeye açız. Eksikliğini hissettiğimiz şeyleri bilmiyor olmamız en büyük mesela. Doymuyorsak yanlış şeyleri yiyoruzdur belki de. Doğru olana açız.

Yanlış olan şehirler, beton yığınları yanlış. Arnavut kaldırımlarından vazgeçmek ne kazandırdı bize. Asfalt döktük hatıraların üzerine. Ne ayak isimiz kalıyor artık yürüdüğümüz yerlerde ne de dokunduklarımıza nüfuz ediyor kokumuz. Yaşadığımızı bile unutuyor ardımızda kalanlar. Yanlış olan biz değiliz, yanlış olan olmaya çalıştığımız şey.