er kişi niyetine -
1.07.2010
16 kere okundu
Herkes bilir köprü üzerinde karşılaşan iki keçinin hikâyesini, inatlaşır birbirlerine yol vermezler. Ama sonu tatlıya mı bağlanır, ömür o köprünün üzerinde mi geçer çok da merak etmeyiz. Diğer bir seçenek daha vardır aslında, iki keçi de istediğini alamaz ve geri dönerler, köprüyü de yakarlar inatlarına. İşte o zaman film kopar köprüyle beraber. Nasılsa yayana gelme ihtimalleri yoktur ikisinin de. Kural yoktur artık, nizam kalmamıştır. Hangi keçi daha acımasız olabilir, hangisi daha ileri gidebilir zaman gösterir her şeyi, köprünün iki yanı da gebedir artık kötülüklere. Kötülük ki başladı mı durmaz bünyede, beslendikçe büyür, büyüdükçe beslenir ve kirletir çevresini.
Temiz kalmak zordur ve bir kere bulaşılmıştır pisliğe, geri dönmek erkeklikten sayılmaz. Erkeğiz ya hepimiz, öyle öğretilmiştir ya bize, aldık mı en yakın istasyondan gazımızı ki o gaz köprüyü yaktığımız gaz ile aynı pompanın ürünüdür kim tutar bizi artık. Bu da benden olsun, tutana da aşk olsun.
Diyeceğim o ki, kimse derviş değil, kimsede peygamber sabrı yok… Çıkmışsa kılıfından silah ateşlemeden konmamalı yerine, önemi kalmamışsa kanın dökülmeli toprağa. Zira çocuk oyuncağı değildir silah, kullanmamak için elinden geleni yapmalı er kişi, öyle sağa sola aba altından sopa göstermemeli. Ölen ölür kalan sağlara uzun ömür versin Allah.
Keçinin huyu budur da koyuna yazık oluyor şu ölümlü dünyada. Aslında saklıdır tüm bilinçlerin altında, kötü imana gelse, keçilerden biri köprü için koyun olmaya razıdır. Ama o da dündür ve gün bitmiştir ne yazık.
Uzun lafın kısası dört tekbirde kılınır, ilk tekbirde ve celle senauke ile birlikte Sübhaneke okunur, ikinci tekbirde Allahümme salli ve Allahümme barik, üçüncü tekbirde ise bilenler cenaze duasını bilmeyenler Fatiha süresini okurlar. Dördüncü ve son tekbirden sonra da selam verilip namaz bitirilir. Ölen ölmüştür artık, buyurun cenaze namazına.
Hoca bağırır er kişiyi nasıl bilirdiniz diye, kimse demez yüzüne karşı kötü bilirdik ama bilen bilir eri de keçiyi de koyunu da. Anlamı bilinen bir evrenden ölerek sıvışılmaz der Emre Yılmaz. Ölmek kurtuluş değildir ama yine de gönül ister ki her şey güllük gülistanlık olsun gidilen yerde. Ne mümkün, bırakmaz yakamızı günahlar, kırdığımız kalpler yaktığımız köprüler…